Kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından üç yıl geçti. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak 1 Temmuz 2021 itibarıyla çıktı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre sözleşmeden çıkılmasından bu yana en az 963 kadın öldürüldü. Kadınlar, her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde sözleşmeden vazgeçmediklerini dile getirmek için sokaklara çıktı.
İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çıkılmasının üçüncü yılında Cumhuriyet’ten Rengin Temoçin’e konuşan Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü Selin Nakıpoğlu, sözleşmeden çekilmenin kadın, çocuk ve LGBTİ+ haklarının giderek daha fazla baltalanmasının bir başka işareti olduğunu belirtti. Nakıpoğlu, “Kadına yönelik erkek şiddetin temelinde cinsiyet eşitsizliğinin yattığını belirleyen ve zorla evlendirme, kürtaj gibi fiilleri suç sayan İstanbul Sözleşmesi, devletin sorumluluklarını açıkça ortaya koyuyor. Bunlar, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere herhangi bir kişinin şiddete maruz kalmasını önlemek, şiddete ve istismara cinsiyeti temelinde yaklaşmak, mağdurları korumak ve gerektiğinde failleri cezalandırmak” diye konuştu.
Nakıpoğlu sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Eşit yurttaşlık hakkımız için mücadeleye olan inancımızı kaybetmeme zamanındayız. Saray’ın imzamı çekiyorum sözünün bir hükmü yok ve bu karar erkek şiddeti ile mücadele etmiyorum demek. Biz ne olursa olsun İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan yapılan açıklamada “Üç yıl önce bugün anayasaya aykırı şekilde İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak imza çekildi. Günde yedi kadın öldürülebiliyor, şüpheli ölümler her sene artıyorsa sorumlusu imzayı çekenlerdir. Çözüm İstanbul Sözleşmesi’dir. Her maddesi uygulanana dek mücadeleyi sürdüreceğiz” görüşlerine yer verdi. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ise paylaşımında şunları söyledi: “Kadınların ve çocukların nafakasına el uzatanlara, ayrımcılık yapanlara, istismarı affedenlere, kadın cinayetlerini görmezden gelenlere, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olanlara verilecek tek bir cevabımız var: Kadınların hakları ve hayatları üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçin; çünkü biz eşitlikten, özgürlükten, yaşam tarzımızdan ve haklarımızı garanti altına alan yasalardan vazgeçmemeye kararlıyız. Biz hiç yorulmadık, vazgeçmedik, boyun eğmedik. Yorulmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden de 6284 sayılı yasadan da vazgeçmeyeceğiz” denildi.